Gittin...
Ansızın kervanı terk edip gittin.
Ateşi söndürmeden gittin.
Hz. Nuh'un güvercini gibi uçup gittin.
Bilmiyorduk, Annen söyledi bize
Demek ki, gizlice izin alıp gittin.
Gittin...
Bahçedeki güller yüzünü bir daha görmeyecek artık
Kuşlar kulağına şarkı söylemeyecek
Ağaçlar çevrende raks etmeyecek
Hayat defterini açmadan kapadın
Üstüne yeni günler doğmayacak artık.
Gittin...
Gittin...
Tecelli gibi bir an göründün ve hemen kayboluverdin
Yüce ruhların arasına gittin artık.
Yüce alemlerin ankası oldun
Bu köhne Dünyayı beğenmedin
Gittin...
Gittin...
Yüce Sultan'ın sarayına gittin
Firdevs bahçelerine gittin
Kevser havzının başına gittin
Seni kimler karşıladı söyle?
Hz. Fatıma'nın mı, Hatice'nin mi yanındasın şimdi?
N'olur bize bir haber ver
Peygamberimizi gördün mü?
O'na ne dedin?
Baba'nın ağır yükünden bahsettin mi O'na?
Halini anlattın mı hiç?
Ne söyledi?
Elini ne zaman O'nun omzuna koyacak?
Hiç indirmedi mi?
Evet...
Bize başka haberler ver ey Fatıma
Hayber'in kapıları ne zaman açılacak?
Allah'ın galip arslanı Hz. Ali ne yapıyor?
Damarlarımızda kan kalmadı
Hz. Hasan'la Hüseyin nerde?
Kervan yürüyecek...
Kervan yürüyecek.
Yarı yolda kalmayacak
Yeryüzünde Allah'ın adını ananlar oldukça;
YArdımlar akın akın gelecek...
Kimse mahzun olmasın
Kimse üzülmesin
Allah'ın va'adi gerçekleşecek.
Güzel günler gelecek
Güzel günler...
Mutlu günler...
Aydınlık günler...
1997 İstanbul
Öğrenmeyi Öğrenmek
8 yıl önce